Öncelikle ilkokulda şapkadan tavşan çıkarmak mümkün görünmüyor. Bu ne Amerika’da ne Japonya’da ne de Türkiye’de mümkün.
Kaya ilk dört yılında Türkiye’de beğendiğim bir özel okula gitti. Ardından beşinci sınıfın ilk döneminde Stanford Üniversitesi’nin yanı başındaki bir eyalet (devlet) okuluna devam etti. Şimdi Japonya’da beşinci sınıfın ikinci dönemini okuyor. Japonya’daki okul maalesef özel okul oldu. Japonca konuşmadığı için Kaya’yı Japon devlet okuluna gönderip eziyet etmek istemedik. Aslında Sapporo’daki okullarda Amerika’dakine benzer şekilde yabancı öğrencilere destek sistemi var. Ama risk almadık.
Kaliforniya’daki eyalet (devlet ) okulu. Kaya’nın Kaliforniya’daki sınıfında 19 öğrenci vardı. Çoğunun anne veya babası Stanford’da hoca. O yüzden eyalet okul sıralamalarda oldukça yukarıda. Kaya biraz yoruldu bu yüzden. Kayanın sınıf arkadaşlarından birinin Infosys’in CEO’sunun oğluydu. Özel okula göndermek yerine bu okula gönderiyordu. Ama çocuğun babasının Hindistan’ın en güçlü 32. kişisi olduğunu anlamamız için birinin bize söylemesi gerekti. Koruma veya şoför olmadığı için anlaması zor. Sabah anne gelip bırakıyor.
1. Bütün okulların ortak olarak tam saha pres yaptıkları konular okuma, yazma becerileri ve matematik eğitimi. Türkiye’deki ve Amerika’daki okul bu konuda çok bastırıyorlardı. Japonya’daki okul biraz daha gevşek. Ama normal bir Japon okulu değil. Tamamen Ingilizce eğitim veren bir uluslararası okul.
2. TR’deki okulumuz Fen eğitiminde hepsinden ileride.
3. Evde tek başlarına yapamayacakları ödev vermiyorlar. TR’deki okulun en beğenmediğim uygulamalarından biri proje ödevleri. Çocuklara tek başlarına yapamayacakları ödevler veriyorlar. Amerika’da ve Japonya’da hiç görmedim.
4. Japonya’da okula terlikle girilmesi bu okulu en sempatik okul yapıyor. Ziyaretçiyseniz girişte ayakkabılarınızı çıkarıp terlik giymek zorundasınız. Benim gibi büyük ayaklarınız varsa sorun olabiliyor. Ama çocuklar için problem değil. Çocuklar ayakkabılarını çıkarıp okulda tutulan temiz ayakkabılarını giyerek giriyorlar.
5. Öğle yemeklerinde birincilik Japonya’daki okulda. İki Koreli aşçı olaya son noktayı koymuşlar. Bizim oğlan Amerika’daki okulda öğle yemeklerini beğenmediği için evden götürüyordu. Öğle yemeği çok önemli bir konu. Çocuğunuzun doğru düzgün yemek yemesini istiyorsunuz.
6. Amerika’daki devlet okulları bağış topluyorlar. Ben Amerika tecrübemden sonra devlet okullarına dolaylı da olsa bağış yapılması konusuna sıcak bakmaya başladım. Bu para olmak zorunda değil. TR ve Japonya’da devlet okullarında bağış toplamak yok. Japonya’daki özel okullar bağış kabul ediyorlar. TR’deki özel okullarda bağış yok bildiğim kadarıyla.
7. Akademik olarak TR’deki okul ve Amerika’daki okul kafa kafaya. Bu arada Amerika’daki okulun sert şekilde bağış topladığını tekrar hatırlatıyorum. Tamamen ücretsiz değil. Japonya’daki okul akademik anlamda baya geride kalıyor. Ama sağ olsunlar Ingilizce’de çok iyiler.
8. Öğretmenler hepsinde çok iyi. Her öğretmen kendinden bir şeyler katıyor sınıfına. Bu sebeple hepimizin bildiği gibi öğretmen en önemli etken. Amerika’daki okulda öğretmen her okul çıkışında öğrencilerine tek tek sarılması ve çak bir beşlik yapmasıyla en sempatik öğretmen ödülünü kaptı benden.
9. Okul sonrası müzik, spor gibi konularda TR'deki özel okullar çok başarılılar. Kaya'nın Amerika'da satrançta çok başarılı olmasını TR'deki okulunda aldığı eğitime borçluyuz.
10. TR’de zor şartlar altında çok iyi işler başaran öğretmenler, müdürler, okullar var. Onlara destek olmak lazım.
11. Dünyanın her yerinde kendini eğitimci sanan veliler var.
12. Türkiye’deki okulun kıymetini daha da iyi anladık. En beğendiğimiz okul o. Ama dediğim gibi özel okul.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder